bugün

entry'ler (385)

müzisyen anne

görsel
Bu başlığın bu şekilde sahipsiz kalması inanılmaz!
Kör müsünüz, sağır mı?
Kirpinin sevişmesinden, türk mali dizisinden daha onemli bu bebeğin hayati...
Sozlukgillerde var olan vicdanli insanlar, bir el ativerin, kurtaralim guzel yavruyu!

müzisyen anne

instagramda gezinirken denk geldiğim, istanbul etilerde bir müzik okulu olduğunu sonradan öğrendiğim, bu aralar çok çok büyük bir sınavdan geçen annedir.

Bir evlat sahibi iken, ikinci hamileliğinin kayıpla sonlanması çok çok daha önemli kılmış yılmaz kartal bebeği. Doğumdan yaklaşık 20 gün sonra anneciği farketmiş nefes alıp verişindeki tuhaflığı. Önce herkes Ahu Hanım ın önceki gebeliğindeki korkularından kalma bir paranoya sanmış lakin, son gittikleri çocuk doktoru farketmiş kalbindeki sorunu. Yılmaz kartal bebeğin kalbine yerleşen bir mikrop kalp kaslarını işlemez hale getirmiş. Mikrobun nasıl, ne şekilde o küçücük kalbe ulaştığı bilinmiyor ama Ahu hanımın gebeyken geçirdiği ağır grip ve doğum sonrası eve gelen misafirlerden olabileceği düşünülüyor.

Gel gegelim ki sözlük ahalisi, Yılmaz Kartal bebek şuan 10 aylık ve Almanya da Frankfurtta bir hastahanede anneciğiyle birlikte yaşam savaşında. Kalp nakli olması gerekiyor ve sıraya alınması için 500.000 Euro kapora, akabinde 1.000.000 euro gerekiyor. Gün için de valilik izni işleri halledilecekti. izin çıktığında hesap numaralarını burada paylaşmayı herkes kendine borç bilsin * ayrıca instagramda "müzisyenanne" ismiyle takibe alın lütfen.

El ele verirsek bu güzel yüzlü, melek oğlumuzu yeniden hayata kazandırabiliriz. Az çok demeyin, Yılmaz kartal a destek olun.

http://www.sabah.com.tr/p...ogluma-acil-kalp-ariyorum

pkk nın 5 aylık bebeği öldürmesi

Orada yaşananları hiçbir polis çocuğunun ölene kadar unutamayacağı olay...

Yıl 1998. Kars ın Kağızman ilçesinde gece saat 03.00 sularında baskın yiyen bir lojman düşünün. Magmaa kişisi o zaman anasınıfa gidiyor (aslında gidemiyor, çünkü terör olayları ve ilçe Jandarmaya gelen tehditler yüzünden okula gönderilemiyoruz, zaten öğretmen de yok).

Tüm ilçe Jandarma görevde(yaklaşık 3 aydır başta baba koca falan yok), askeri lojmanın arka tarafında kalan polis lojmanları da saldırıya uğruyor ve zar zor haber verildikten sonra, ilçe jandarmada kalan askerlerle beraber o dönem geçici görevle gelen özel harekatçılar yardımımıza koşuyorlar. Lakin bir durum var, onlar gelene kadar neler yaşandı, hemen dibimizde bitmediler ya...

Silah sesleri ile uyandık, Bir de lojmanın kapısına vurulan tekme ve sıkılan mermilerin sesleri, Allahtan her akşam yatmadan önce lojmanın demirden kapısını kilitlerdi annem, Allahın hikmeti olsa gerek, o kadar tekmeye, mermiye rağmen açamadılar kapıyı...
Bu sırada; lojmanın en büyüğü annem olduğu için, herkes bizim kapımızı çaldı ve bizim evde toplandık., Işık açmak, perde açmak yasak, korkudan çocuğunu merdivende düşüren mi ararsın, şeker hastası anasına şekerli su veren mi? Dayanamayıp perdeyi usulca açıp etrafa baktığımı hatırlıyorum, sadece ışık süzmeleri yani mermi geçişleri... Sonrasında çatışma sesleri iyice arttı. Bir süre sonra lojmanın dışından bir ses; "Yenge, ben bilmem ne , açın kapıyı, korkmayın." Adama inanıp kapıyı açmak zor olsa da silah sesleri kesildiği için açtık kapıyı, el yüzü poşu ile sarılı saç sakal karışmış bir adam, "Korkmayın yenge, biz hallettik, kaçtılar. Biz buradayız, rahatça herkes evine gitsin."

O gün o lojmanın kapısı açılsaydı, yeni doğmuş kırkı çıkmamış 3 bebek, 4-15 yaşları arasında en az 15 çocuk ve savunmasız kadınlar yaşamını yitirecekti... Yani şunu demeye çalışıyorum, 5 aylık bebeğin ölmesi her zaman kuvvetli bir ihtimal anladınız mı? Savunmasız kalıyorsunuz çünkü...

O günden sonra benim dünyaya bakış açım, doğuya bakış açım tamamen değişmiştir. Ben de bıraktığı izi ise anlatamam....

Şunu bilin ki oradaki masum halk kadar, PKK ya yardım ve yataklık eden halk da var. Zaten o kalleşler yüzünden bu kadar rahat hareket alanına sahipler. Askerden polisten yetki alınırken oraları bilen insanlar bas bas boşuna bağırmadı sosyal medyada ama ne fayda...Ve ne yazık ki gördük ki; boşuna yaşamışız oralarda o sefil hayatı, 2015 yılında memleketin bu hale düşeceğini bilseydi babam, belki o an istifa ederdi...

Neyse, sonuç olarak babam emekli oldu da kurtulduk bu boktan hayattan, Allah oradaki görevlilere yardım etsin. Ailelerine sabır versin. Çok zor, çok...

maaş alamamak

insanın sinirini çok çok bozan durumdur. Hele ki başka başka durumlar da işin içindeyken...

Efendim şöyle ki; magmaa kişisinin Eylül maaşının %60 ı içeride olmakla beraber, ocak maaşını da henüz alamamış olması durumudur.(maaş ödeme günleri her ayın ilk haftası bu arada). Kendisi hamile olmakla beraber, ocak ayı sonunda doğumdan önceki 8 haftalık iznine hak kazanacaktır. Şimdi ihtarname çeksem, adam beni işten çıkarsa sgk dan alacağım paradan oluyorum, bu şekilde işyerinde karnım burnumda çalışmak zorunda kalıyorum maaş alamama rağmen...Üstelik benden beklenen %100 performans ve mükemmel çalışma durumu da söz konusu...Şirketten komple ayrılacağımdan emin de değilim, aslında 8 haftalık iznimin 5 haftasında daha çalışmayı planlıyordum, gerçi maaşımı da alamadığım sürece çalışmamın ne anlamı var? Ocakta ayrılırsam ve aynı işyerinde devam etmek zorunda kalırsam; kayıp 5 haftaya sonradan ağlamak istemiyorum...

Patronla konuşmak da olayı çözmüyor artık...Şöyle ki dün 20.000 TL nakit para ödeyen adam, bugün gözümün içine baka baka "Kuruş yok, ben hiç geciktirdim mi daha önce sanki(eylülden beri ayın 20 sinden sonra yatırıyorlar halbuki), arsa satıyorum onu halledince halledeceğim..." gibi cümlelerle kendini savundu.

Bu adama ne desen anlamaz, çünkü arsızlığı eline almış patron edası bu...

Sonuç olarak; düşünmekten çalışamıyorum, işe odaklanamıyorum; üstelik bu can sıkıntısı sürekli kramplara ve ağrılara da neden oluyor...

Kararsızlıkta üstüme yok...

sözlük yazarlarının itirafları

Baba evine yabancılaşmışım sözlük, ille de insanın kendi evi...

sözlük yazarlarının itirafları

iş seyahatine çıkıp, bütün gün aramayan, sen aradığında "Birazdan arıyorum aşkım" deyip saatlerce bekleten, seni sinir komasına sokup aynı zamanda aşırı doz özlemden nefes alamayacak hale getiren erkek kişisine "koca" denir sözlük... Ben böyle yapınca ailede adım" koca delisi" ne çıktı ama ne yapayım, çok seviyorum...Allah tan sevgim sinirimden büyük..

kaynana

Kıskanç mahluktur efendim...buyrun örnek, Bir yolculuk sırasında magmaa kişisi eşi ve kayınbabasıyla koyu sohbete dalmisken "ayhhh...tansiyonum düştü galiba!" şeklinde garipçe çığlık atan, akabinde önerilen su içme ve cam açma çözümlerini geri çeviren, sonrasında ise oğluşunun " iyi misin tombişim?" demesiyle cana gelip, " iyiyim oğlum, şurada dursan da denize baksak..." deyip gelin kişisini delirten insandır. Sinir oluyorum kadın sana...

sözlük yazarlarının itirafları

düzensiz bir iş yerinin canı cehenneme!... yeter be artık, hepinizin yüzüne kusup akabinde kahkahalarla gülüp, ardıma bakmadan çekip gitmeyi o kadar çok istiyorum ki!!!

sözlük yazarlarının itirafları

Sevgili sözlük, 2012 de girdiğim en son entryden sonra, işe girdim, nişanlandım ve evlendim. Anlayacağın çok uzun zaman geçmiş sana içimi dökmeyeli.

işe girdim...Hayatın ne olduğunu fena halde öğrendim. Çok yoğun çalıştım, hatta köpek gibi çalıştım, yatıp dinlenmeye fırsat bulamadım ve anladım ki; para kolay kazanılmıyor. Babamın parası ne kadar kolay harcanırdı, hey gidi hey...Gece ara koridor ışığını yakıp uyurdum ben, şimdi kendi evimde boşa yanmasın diye sürekli kontrol ediyorum her yerin ışığını... Sonuç olarak köpek gibi çalıştım ama karşılığını da aldım, 1,5 yıl sonra Üretim Müdürü oldum, şimdi masa başında keyfime bakıyorum...

Nişanlandım... Çok çok büyük problemler oldu, babam sevgilimle tanışmak istemedi, annem önceden bildiği için "Vay sen benden nasıl gizlersin!" diye annamden boşanmaya kalktı filan derken, bir şekilde işi tatlıya bağladım ve tanıştılar. Sonra ne mi oldu, isyenmeyen damat, sevilen damat oldu. Herkes onun gözünün içine bakar oldu...Ben de sinir sahibi oldum..Migren ataklarım arttı, mide hastası oldum...Neyse, sonraki süreçler bildiğin alışveriş kısmı..Koşturduk tam 6 ay kadar...Bu süreç içinde bu kadar zorluğa rağmen, evlenmekten vazgectiğim anlarım oldu. Üstelik düğüne son 2 hafta kala iyice sıklaştı bu hisler. Sebep belliydi, ailemden ayrılmam! Gecelerim ağlamakla geçmeye başladı, babam bir gece yakaladı ağlarken, "Kızım bu kadar üzülüyorsan, gitme." dedi. O da olmadı. Anlayacağın saçmaladım ki ne saçmaladım.

Evlendim...Hayatımın aşkı, 5 yıllık sevgilim artık canım kocam olmuştu. ilk 6 ay rüya gibi geçti, 7. ayda hiç kavga nedir bilmeyen ben,5 yıldır bir kere tartışma yaşamayan biz kavga ettik. Bilgisayarında gördüğüm bir foto yüzünden ortalığı birbirine kattım, haklıydım. O zaman anladım ki, rüya bitti. ilk kez o zaman evlendiğim güne, babamla annemi evlenebilmek için soktuğum duruma, aşkıma, kör olan gözlerime lanet ettim. Bundan sonraki süreçte, ben eski ben olamayacağımı da biliyorum. Artık ona eski gözümle, eski hislerimle bakamıyorum. Hala çok seviyorum, ölümüne seviyorum ama birşey oldu, birşey öldü sanki yüreğimde, anlatamıyorum. Unutamıyorum da. Her seferinde yüzüne vuruyorum, ben ne kadar bunu yapmaya devam edeceğim, o ne kadar sus pus kalacak karşımda, bilmiyorum.

Sonuç olarak, çok boktan zamanlar geçirmiş olmama rağmen, işim de evliliğimde şimdilik güzel gidiyor. inşallah bu şekilde devam eder herşey.

Bitti. Oh!

çok yakışıklı bi erkeği reddetmek

Kesinlikle yapılması gereken davranış. Hatta en doğru davranış. Eğer hayatının aşkıysa; Aşkından ölsen de belli etmeyeceksin ki dikkatini çekebilesin. * * * *

sırrı sakık ın oğlunun ölümü

bir baba için zor, katlanılmaz belki ama; babasının günahını oğlu çekmiş ne yazık ki...Evet, şehit annelerinin ahı tuttu belki ya da dağdaki mehmetçiğin eşinin, çoluğunun çocuğunun...
şunu rahatlıkla söyleyebilirim; bu işler bilmeyenlerin düşündüğü kadar kolay değil, yaşamayan anlamaz, bu duyguyu hissedemez, genç yaşta birinin ölmesi üzücü ama; evlat acısı ne demekmiş anlasın "sırrı sakık" efendi...hiç üzülmedim sırrı sakık adına...

sözlük yazarlarının itirafları

sözlük, okul bitti. bildiğin işsiz güçsüz bi insanım artık. nereden anlıyoruz bunu; 'hayatta gelmem.' dediğim okuluma yükseklisans başvurusu yaptım. Şuursuz hareketlerde bulunuyorum, sözlük, bana iş bul, Allahsız!

sözlük yazarlarını şu an üzen şeyler

yüksek dozda özlem duygusuyla kaplanmış olmak. *

patoleys

yepyeni bir yazar, hoşgelmiş efendim.

sözlük yazarlarının itirafları

sevgili sözlük;

canım, herşeyim, hayatımı anlamlı kılan en önemli varlığımı nisan ayında askere yolluyorum.

daha var belki ama şimdiden içime ağırlığı çöktü, kaldırmayacakmışım gibi geliyor çünkü.

yılların verdiği bir alışkanlık, beraber aynı fakültede, aynı katta geçirilmiş bir üniversite hayatı sonrasında,

hayatımın her dakikasını paylaştığım kişiden ayrılacağım gerçeği beni şimdiden bitirmeye başladı, nefesim kesildi

resmen.

bakalım nereye ve kısa dönem mi yoksa uzun dönem mi gittiğini öğrendiğimde neler olacak? daha ne kadar parçalanacağım

dersin?

edit: yıllarca asker yolu bekledim aslında-babamdan dolayı- ama bu pek farklıymış sözlükçüm bee!!of!

edit2: acemi: izmir- narlıdere.
usta: istanbul- hasdal.
sağsalim , sıkıntısız gidip gelirsin inşallah bitanem, seni çok ama çok seviyorum!

karizmatik ders isimleri

---chemical reaction engineering
---chemical engineering design

uludağ sözlük gece tayfası

uludağ sözlüğün yarasa tayfasıdır.

bu gece dahil olduğum tayfadır, gecemi de bu şarkıyla süslüyorum gençler;

zeki müren-sorma ne haldeyim.

sözlük yazarlarının itirafları

bugün itibariyle 4 tane derdim var sözlük;
1) bitemeyen bir bitirme tezi
2) yaklaşmakta olan bir kpds
3) yine yaklaşmakta olan bir üds
4) yine yaklaşmakta olan ve hiç mi hiç umursa(ya)madığım bir kpss

sevdiceğimden uzak kaldığım şu günleri saymıyorum, nitekim bu durum çok uzun vadede var olan bir problem.

ya off! bunaldım ben yeminle! allahım yardım et, sübhaneke, amin.

lahmacuna ketçap mayonez sıkmak

lahmacunun hakkını verememektir. lahmacuna saygısızlıktır hatta. *

yazarların 2012 yılından beklentileri

kıyamet kopmasın.
ailemdeki kimsenin sağlığı bozulmasın.
sevdiceğim sağsalim askere gidip gelsin.
iyi bir işim olsun.
sevdiceğimi ailem bağrına bassın.
sonuç olarak; mutluluk artık bana ve aileme de uğrasın, lütfen.